Bunları tahmin bile edebilecek olduğunuzu zannetmiyoruz, şaşkınlık içinde kalmış bir durumdayız.
– Eshilos Yunan asıllı bir tane oyun yazarı idi ve Yunan asıllı tragedyalarının babası olarak bilinmekteydi.
Milattan Önce 500’lü senelerde yaşamaktaydı. Bir tane kartalın yakalamış olduğu kaplumbağayı, kabuğunu kırarak içini yeme amacıyla yüksekten aşağı bırakması sonrasında yaşamını yitirdi. Söylentilere bakılır ise kartal, Eshilos’un başını adet a bir kaya zannedip kaplumbağayı onun kafasının tam üstüne bırakmıştı. Böylece bir darbe almış olan filozof, Milattan Önce 456 senesinde o an hemen orda can vermiş oldu.
– Hrisippos, kendi dönemleri içerisinde fazlasıyla önemli bir filozof olarak tanınıyordu.
çok yoğun bir şekilde saygı duyulmakta olan bir insandı. Hizmetçisiyle oturmakta oldukları bir esnada eşeğin bir tanesinin incir yediğini görmüştü. Bunun ardından ise ‘Eşeğe susuz bir şekilde şarap ver de onun üzerine bir içsin.‘ diyip kendi çapında bir espri yapmıştı. Hizmetçisi gülmemiş olsa da kendisi bunu fena bir durumda komik bulmuş ve Milattan Önce 206 senesinde çok ciddi bir seviyede çatlayana dek gülüp yaşamını yitirmişti.
– Hun imparatoru olarak tanınan Atilla gelmiş geçmiş en fazla korku duyulan hükümdarlardan bir tanesiydi.
Çok büyük fetihler yapıp Moğolistan’dan başlayarak Rusya’ya kadar pek çok tarafta hükmünü sağlamış idi. Attila, İldiko ismine sahip genç bir tane kadını kendisine eş bir şekilde seçmiş ve de bol eğlenceli bir düğünle onla evlenmeyi talep etmişti. Aslına bakılırsa yemek sırasında söz konusu çok büyük bir ziyafet olsa dahi fazlasıyla az içmekte olan Atilla, o geceye özel olarak aşırı bir seviyede içti. Mükemmel gitmiş olan bir gecenin hemen sonrasında ise uykuya dalmıştı. Uykuda olduğu esnada ise burnu kanamaya başladı. Fakat aşırı bir şekilde sarhoş olduğundan dolayı hiçbir biçimde farkına varmadı. 453 senesinde uyku pozisyonunda olduğu dönemde kendi kanında boğuldu ve can vermiş oldu.
– Li Bai, Çin’deki Edebiyat tarihinin en önemli iki tane şairinden bir tanesiydi.
Eski dönemlere ait bilinirliği bulunan iki tane büyük şiirin sahibi olarak tanınan Li Bai, azcık meczup birazcıkta sarhoş bir şekilde bilinmekteydi. Akşamüstünde bir ırmakta kayığıyla ilerlediği esnada ayın nehrin üzerine vurmuş olan yansımasına sarılmayı istemişti. Kendini söz konusu bu yansımaya doğru atıp suyun içine düşmüş oldu. Sürekli gerçekleşmekte olduğu gibi sarhoş durumda bulunan Li Bai, 762 senesinde boğulup can verdi.